3 Nisan 2015 Cuma

FRANSIZ SİNEMASI: YENİ DALGA AKIMI



Fransız Yeni Dalga Akımı kısmen İtalyan Yeni Gerçekçilik akımından etkilenen bir grup Fransız film yapımcısı için eleştirmenler tarafından kullanılan ve 1950 sonrasının Fransa'sında ortaya çıkmış bir sinema akımıdır.Fransız yeni dalga akımı 2. Dünya savaşı sonrası varolan Fransız film yapım kurumuna karşı bir tepki olarak doğmuş ve filmlerin aynı bir yazarın roman yazması gibi yorumlanması gerektiğine inanmışlardır. Yeni dalga akımını benimseyen film yapımcıları kendilerinden emin bir biçimde klasik film formatını reddetmiş ve birçoğu dönemin toplumsal ve siyasi değişimlerine filmlerinde yer vermiştir.

Yeni dalga akımı filmleri Hollywood öykülemesinden farklı bir stilde hikayeler anlatır. Filmlerde sahneler birbirini anlamlı bir biçimde izlemez ve olayların kronolojik olarak birbirini izlemesi görülmez. Seyirci hiçbir zaman bir sonraki sahnede ne olacağını bilmez. Sahnelerin birbirini izlememesi ise günlük hayatımızdaki geleceğin bilinmezliğine olan bir göndermedir. Ve filmlerin birçoğu çok az net bir sona sahiptir, filmlerin ucu açıktır yani sadece biterler.

Bildiğimiz ve alışık olduğumuz filmlerin aksine, yeni dalga filmleri bizim kendimizi kaptırıp filmi gerçekmiş gibi izlememizi istemezler. Bizi yani seyirciyi filme yabancılaştırmaktır temel istekleri. Bu uğraşların sonunda ise yapmak istedikleri, seyircinin olayların gidişatına kapılmak yerine her şeyi dışarıdan izleyerek olaylar üzerine düşünmek zorunda kalmasıdır. Başka bir deyişle; pasif izleyiciliğe karşıdırlar. Seyirci filmi anlamak için bir çaba harcamak zorundadır.
Yeni dalga akımındaki yönetmenlerin bir diğer önemli yönü de filmlerin yazarlığını da kendilerinin yapmalarıdır. Yönetmenin kendi yazdığı bir filmi çekerek kendisini en iyi şekilde anlatabileceğini savunurlar ve bu da bir filmi, ekip çalışması sonucu oluşturulan ortak bir eser olmaktan çıkarıp, tek bir kişinin eseri haline getirir.

Yeni dalga filmlerini Hollywood sinemasından ayıran bir diğer özellik de, ses ve seslendirme konusudur. Dış çekimlerde araba, korna, uçak, iç sahnelerde ise telefon, zil, daktilo gibi sesler oyuncuların konuşmalarından daha baskın bir şekilde duyulur. Amerika hakkında görüşlerin anlatıldığı sahnelerde ise genelde arkadan gelen polis siren sesleri ise son derece manidardır. Buna benzer bir durum da karakterlerin karşılıklı konuşmalarında vardır. Bir karakter konuşurken kamera diğer karakteri gösterir, diğer karakter konuşmaya başlayınca ise görüntüde ilk karakter kendini bulur.

Yeni dalga akımı filmlerinde göze çarpan bir diğer özellik ise “atlamalı kurgu” tekniğinin kullanılmasıdır. Atlamalı kurgu tekniği ile bir olayın sadece başı ve sonu gösterilir ve izleyici gereksiz planlardan uzak tutulur.
Bu akımın başlıca öncüleri olan François Truffaut, Jean-Luc Godard, Éric Rohmer gibi isimler Fransa'nın ünlü sinema dergisi Cahiers du cinema'ya film eleştirileri yazarak sinemaya başlamışlardır.

Kaynak:
Keskin, G.( 2014).Fransız Sineması: Yeni Dalga.http://ebulten.library.atilim.edu.tr/sayi/2014-01?sayfa=7.(30 Mart 2015)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder